Oyun Bağımlılığı
OYUN BAĞIMLILIĞI
Oyun bağımlılığı deyince hepimizin aklına video oyunları geliyor. Aslında oyun bağımlılığı bundan ibaret değil, daha doğrusu oyun ediğimiz kavram video oyunlarından ibaret değil. Öncelikle bu hatalı algıyı değiştirmek için oyunu ve bağımlılığı yeniden tanımlıyalım. Oyun nedir? Bazıları oyun kavramını çocukların safi eğlence için boşa harcadıkları zaman olarak değerlendiriyor. Safi eğlence kısmında sorun yok, hatta bu oyun kavramının en kilit noktası. Değerlendirmedeki asıl sorun "Boşa harcanan zaman" sözü, bu sözü söyleyenlerin yanılgıya düştüğü kısım oyun kavramını içine sığmayacak kadar küçük kalıplara sığdırmaya çalışmalarından gelir. Oyun öyle geniş bir kavramdır ki, bizim bütün davranışlarımızın yapı taşıyla eş bir temele sahiptir. Bu temel hazdır. Haz vahşi doğada bizi hayatta tutan şeydir. Buradaki vahşi doğa ifadesi önemli çünkü günümüz dünyasında bizi hayatta tutmanın dışında bağımlılık gibi yan etkilere sebep olmaktadır. Yaşamımız beynimize göre çok hızlı değiştiği için beynimiz halen vahşi doğadaki haliyle çalışmaktadır. (bu da bağımlılıkları doğurur.) Peki neden haz? Haz bizim faydalı zannettiğimiz şeyleri yapmamızı sağlar. Hazz'ın mekanizmasını anlıyabilmemiz için beynimizin hale aynı zannettiği çağlar öncesi zamana kısa bir dönüş yapmamız gerekiyor. Gözlerinizi kapatın kendinizi vahşi doğada bir pirimat olarak hayal edin, hayatta kalmak oldukça zor olmalı çünkü kaynaklar oldukça sınırlı: temiz su kaynakları, yiyecek kaynakları, barınma kaynakları, ... Bu nedenle kaynakları olabildiğine sömürmeniz gerekiyor. Örneğin bir meyve ağacı buldunuz. Tıka basa yemeniz gerekiyor. Çünkü yarın ya da haftaya hiç yemek bulamayabilirsiniz. Buradaki en önemli kısım sömürmek bunu aklınızda tutun. Peki bize bunu yaptıran ne? Burada Hazzı istek ve sevmek olarak ikiye ayırıyoruz: İstek bize yaptıran sevmek ise tekrar istememizi sağlayan şeydir. Yani bir şeyi sevdiysek tekrar yapma eğiliminde oluyoruz. Şimdi başka bir soru karşımıza çıkıyor: Neyi severiz? Bunun cevabı evrimde yatıyor. Bizi hayatta tutup ürememizi şansımızı artıracağını zannetiğimiz şeyleri severiz. zannettiğimiz kısmının altını çizmek istiyorum. Çünkü bağımlılıkların diğer temeli burada yatmaktadır. Eski çağlarda yani kaynaklar sınırlıyken bu "zannettiğimiz" şeylere de ulaşması zordu. Bu nedenle bağımlılık kolay kolay gelişemiyordu. Aşırı tüketim çok nadir olduğu için ,çünkü böyle bir kaynak çok nadir, sorun yaratmıyordu. Günümüzde kaynaklar oldukça bol ama beynimiz aynı olduğu için eskiden çok nadir olan mutluluk aşırı fazla yaşanmakta ve geçmişte en önemli sınırlı kaynağınmız enerjimiz olduğu için mümkün olan en kolay şekilde kaynak sömürmeniz gerekmektedir. Bunların sonucunda ise beynin şu ana kadar keşfetiği en verimli haz aracı olan ''bağımlılıklar'' ortaya çıkmaktadır. Bağımlılıktan bu kadar bahsettik ama onu halen tanımlamadık. Bağımlılığı bir şeyi uzun vadede ihtiyaçtan fazla tüketme durumudur. Örneğin bir gün yarım kilo baklavayı yerseniz bağımlı sayılmazsınız ama her gün ya da iki günde bir yerseniz bağımlı olmuşsunuzdur demektir. İnsanların birçoğu bağımlı olduğunu kabullenmez çünkü gerçektende farkında değildir. Nerdeyse tüm bağımlılıklar karanlık yüzünü uzun sürede gösterir ve kişi farkına varamaz. bağımlılığı en verimli haz aracı olarak tanımlamanın bir nedeni de bu, kişi etkilerini kasa sürede fark ettiği şeylere daha zor bağımlı oluyor. burada beyin artık yaptığı eylemin verimli olmadığını düşünmeye başlıyor. Sonucunda da o şeyi tekrarlamak için yeteri kadar motivasyon bulamıyor ve bağımlı da olamıyor. şimdiye kadar bağımlılık hakkında bahsettiğim etmenler daha çok yatkınlık sağlamaktaydı şimdi bahsedeceğim etmenler ise başlatan tarafda olucak. Başlatan tarafı kaçış olarak adlandırıcağım. Kaçış türü bağımlılık adından da anlıyacağınız gibi kaçıştır, sorunlardan ve kötü duygulardan kaçış tabi birey durumun farkında değildir. Farkında olmadığındanda oldukça tehlikelidir. Kişi neden bağımlı olduğunu anlayamaz o yüzden denenen çözümlerde işe yaramaz. Kişi sorunlar çözmek zor kaçış kolay olduğundan sürekli verimli hazar araçlarına kaçar. Duruma örnek vericek olursam: Her stres olduğunda sosyal medyaya sarılan biri bu duruma örnek gösterilebilir. Yada yaşadığı bir kriz her aklına geldiğine sigara içen birisi örnektir. Bu kişiler sorunlarla yüzleşmektense kaçarlar. Daha önce altını çizdiğim ''Beynin hayatta kalma ve üreme şansını artıracağını zannetiği şeyler.'' bu yüzden önemlidir. Beyinin faydalı zanetiği gerçekten faydalı olan değil en verimli haz aracı olandır. Bu tercih ettiğimiz haz araçlarını neye göre daha çok tercih ediyoruz? Birden çok orjine sahip olduğundan şundan veya bundan diye keskin sınırları yok hepsinin bir ortak sonucu söz konusu. Bu orjinlerden bana göre en önemlisi hızlı olması, başta bahsetiğim meyve ağacındakiyle benzer şekilde vahşi doğada yarın hayata kalacağınız kesin değildir. tabi bazı durumlarda kısa süreli hazdan vazgeçip uzun süreli hazza yatırım yapmak daha mantıklı olabilir. Tabi bunun bi ağırlık mekanizması vardır. Bir diğer orjine gelecek olursak ucuz olması, ucuzluk derken şundan bahsediyorum ona harcadığınız enerjiye değicek mesela tahmini olarak avı yakalamak için harcayacağınız enerji ondan kazanacağınız enerjiden fazlaysa o avın peşine düşmezsiniz. Motivasyonda aslında bununla ilişkilidir. Harcamayı beklediğiniz enerji,harcadığınızdan az ize ya da kazanacağınız enerji, beklediğinizden düşük olursa o işteki motivasyonuzu kaybederseniz. Orjinlerin sayısı tanımlayamayacağımız kadar çok ben en önemlilerinden bahsettim. Peki bağımlılıklardan nasıl korunacağız? En önemlisi bir uzmandan yardım almaktır. Bu konunun bir doktorini yoktur. Ama söylediklerimi aklınızda bulundurmakta fayda var. Herkesin sorunu ve bağımlılığı spesifiktir. Bunları çözmek de sizin sorumluluğunuzdur. Şunu da sakın unutmayın ki siz gerçekten istemedikçe, konfor alanınızdan çıkmadıkça hiçbir şey değişmeyecek.
Siz ne düşünüyorsunuz?
YanıtlaSilBaşarılı bir çalışma olmuş
YanıtlaSilEline sağlık kral güzel yazmışsın
YanıtlaSilEline sağlık
YanıtlaSilGerçekten başarılı bir çalışma olmuş. Bir önceki yayımlara göre dHa anlaşılır kalıplar ve örnekler vardı. Türkçe kullanımı oldukça gelişmiş. Ayrıca argümanlar kuvvetlenmiş. Böyle deneme yazılarını bir gün kaynaklı makaleler şeklinde görmek sanıyorum hepimizi mutlu edecektir. Elinize sağlık.
YanıtlaSil